1 Kasım 2011 Salı

Kreş çıplak!



4 yıllık aradan sonra 2. albümleriyle sevenlerine ‘merhaba’ diyen Kreş’in yeni şarkıları oldukça şaşırtacak.

Kalabalık bir ekiple, tahmin sınırlarımızı zorlayan şarkılarla Çıplak’ı yaratan Kreş, bugüne kadar haklarında bildiğimiz tüm düşünceleri değiştireceğe benziyor. Kendi tabirleriyle ezber bozan bir albümle geri dönen grupta; dostluk, maneviyat ve sınırları zorlama isteği baki olan başlıklar arasında. Şimdi gelin, grubun kendisinden değişen ve yeni olan mevzuları öğrenelim ;)

-4 yıl aradan sonra 2. albüm nihayet bizlerle. Neler yaptınız bu 4 sene içinde?
Ufuk: İlk 1 yıl birinci albümün konserleriyle geçti, sonra 1 yıl kadar dinlendik. Son iki yıl da aklımızdaki şarkıları kaydetmek ve 2. albümün iskeletini oturtmak için Çanakkale’de stüdyomuza kapandık.

-Albüm süreci nasıldı, kayıtlar ne kadar sürdü?
Emrah: Çanakkale’de şarkıların ilk hallerini oluşturduktan sonra İstanbul’a gelip canlı kayıda girdik. Toplamda 3 aylık bir stüdyo çalışmasının ardından albümü hazırlamış olduk.
Ufuk: Kayda girmeden önce Berk Kula sayesinde Ali Güçlü Şimşek ile tanıştık. 
3-3,5 ay uzun bir süre aslında çünkü canlı kayıt için ses ayarlarını oturtmak ve şarkıları yeniden düzenlemek biraz zaman aldı.

-Kayıtlarda size kimler eşlik etti?
Serkan: Berk Kula, Ali Güçlü Şimşek, Çilekeş, Korhan Futacı, Burak Gürpınar kayıt sürecinde bizimle birlikte olan isimlerdi. Bu yüzden bu albüm kalabalık bir ekibin ürünü diyebiliriz.

-Bu albüm ilk albümü göre daha deneysel… Bu Ali Güçlü Şimşek farkı mı?
Serkan: Biz cover yaptığımız dönem çalarken de farklı şeyler yapmayı seven bir gruptuk. Bir nevi ezber bozuyoruz. Bir sene yaptığımız bir soundu ertesi sene çok kullanmıyoruz, farklı şeyler peşindeyiz. Dinlediğimiz müzikten hayata bakışımıza kadar birçok şey değişti bu da soundumuza yansıdı. Tabii ki Ali’nin de etkisi ve katkısı çok büyüktür. Bence bir sanatçının yapması gereken en önemli şey yeni açılımlarda bulunmak. Ali bu noktada çok fazla yardımcı oldu, aklımızın dağınık olduğu noktalarda fikirleri bir araya topladı ve uygulanır hale getirdi.
Ufuk: İlk albümden sonra ikinci albümü canlı kaydetmenin sound açısından daha doyurucu olacağına karar verdik. Tüm düzenlemeleri canlı kayda göre yapınca albümün tarzı da kendini belli etmiş oldu.

-İlk klibi ‘Gül Açan Dudaklar’a çektiniz. Şarkı ve kliple ilgili bize neler  söylersiniz?
Serkan: Performansa dayalı, küçük küçük hikayeleri olan bir klip çektik. Bu şarkıyı daha önce de çalıyorduk ve dinleyicinin en çabuk kabul ettiği şarkıydı bu. Bu albümü Myspace’e koymuştuk ve en çok dinlenen şarkılardan biriydi Gül Açan Dudaklar. İlk albümdeki Yarım Kalan Şarap’a çok benziyordu, kaldığımız yerden devam ediyoruz demek istedik bir bakıma.

-Anlat Şehrazat’ta 1984 yılından bahsediyorsunuz. Burada bir atıfta bulunma var sanırım…
Serkan: George Orwell’ın 1984 romanına bir göndermedir o. Bu romanda bahsi geçen konular o dönem için ütopik olan konulardı ama aradan 60 sene geçtikten sonra hepsi gerçeğe dönüşmeye başladı. Bu roman benim için çok önemli, hayata dair birçok şeyi sorgulamama sebep oldu. Şarkıyı bu amaç için yazmadım ama birileri belki merak edip 1984’ü araştırır ve benim gibi açmazlarından kurtulur.

-Kreş neden çıplak? Bu bir ‘Kral çıplak’ göndermesi midir?
Ufuk: Stüdyoda çalarken hava inanılmaz sıcaktı ve üzerimizi çıkarıp çalmaya devam ediyorduk. O arada Ali geldi ve “Aa Kreş çıplak” dedi, mevzu buradan çıktı. Ama diğer yandan birbirimize olan çıplaklığımız yani direkt halimizle iletişimde olmamız da bu ismi koymamıza sebep olan nedenlerden biridir. Diğer yandan bir ‘Kral çıplak’ göndermesi de var tabii. Albümdeki şarkılar da bunu destekliyor zaten.

*Bu röportaj Blue Jean dergisi Kasım 2011 sayısında yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder