4 yıllık aradan sonra 2. albümleriyle sevenlerine ‘merhaba’
diyen Kreş’in yeni şarkıları oldukça şaşırtacak.
Kalabalık bir ekiple, tahmin sınırlarımızı zorlayan
şarkılarla Çıplak’ı yaratan Kreş, bugüne kadar haklarında bildiğimiz tüm
düşünceleri değiştireceğe benziyor. Kendi tabirleriyle ezber bozan bir albümle geri
dönen grupta; dostluk, maneviyat ve sınırları zorlama isteği baki olan başlıklar
arasında. Şimdi gelin, grubun kendisinden değişen ve yeni olan mevzuları
öğrenelim ;)
-4 yıl aradan sonra 2. albüm nihayet bizlerle. Neler
yaptınız bu 4 sene içinde?
Ufuk: İlk 1 yıl
birinci albümün konserleriyle geçti, sonra 1 yıl kadar dinlendik. Son iki yıl
da aklımızdaki şarkıları kaydetmek ve 2. albümün iskeletini oturtmak için
Çanakkale’de stüdyomuza kapandık.
-Albüm süreci nasıldı, kayıtlar ne kadar sürdü?
Emrah:
Çanakkale’de şarkıların ilk hallerini oluşturduktan sonra İstanbul’a gelip
canlı kayıda girdik. Toplamda 3 aylık bir stüdyo çalışmasının ardından albümü
hazırlamış olduk.
Ufuk: Kayda
girmeden önce Berk Kula sayesinde Ali Güçlü Şimşek ile tanıştık.
3-3,5 ay uzun
bir süre aslında çünkü canlı kayıt için ses ayarlarını oturtmak ve şarkıları
yeniden düzenlemek biraz zaman aldı.
-Kayıtlarda size kimler eşlik etti?
Serkan: Berk
Kula, Ali Güçlü Şimşek, Çilekeş, Korhan Futacı, Burak Gürpınar kayıt sürecinde
bizimle birlikte olan isimlerdi. Bu yüzden bu albüm kalabalık bir ekibin ürünü
diyebiliriz.
-Bu albüm ilk albümü göre daha deneysel… Bu Ali Güçlü Şimşek
farkı mı?
Serkan: Biz cover
yaptığımız dönem çalarken de farklı şeyler yapmayı seven bir gruptuk. Bir nevi
ezber bozuyoruz. Bir sene yaptığımız bir soundu ertesi sene çok kullanmıyoruz,
farklı şeyler peşindeyiz. Dinlediğimiz müzikten hayata bakışımıza kadar birçok
şey değişti bu da soundumuza yansıdı. Tabii ki Ali’nin de etkisi ve katkısı çok
büyüktür. Bence bir sanatçının yapması gereken en önemli şey yeni açılımlarda
bulunmak. Ali bu noktada çok fazla yardımcı oldu, aklımızın dağınık olduğu
noktalarda fikirleri bir araya topladı ve uygulanır hale getirdi.
Ufuk: İlk
albümden sonra ikinci albümü canlı kaydetmenin sound açısından daha doyurucu
olacağına karar verdik. Tüm düzenlemeleri canlı kayda göre yapınca albümün
tarzı da kendini belli etmiş oldu.
-İlk klibi ‘Gül Açan Dudaklar’a çektiniz. Şarkı ve kliple
ilgili bize neler söylersiniz?
Serkan:
Performansa dayalı, küçük küçük hikayeleri olan bir klip çektik. Bu şarkıyı
daha önce de çalıyorduk ve dinleyicinin en çabuk kabul ettiği şarkıydı bu. Bu
albümü Myspace’e koymuştuk ve en çok dinlenen şarkılardan biriydi Gül Açan
Dudaklar. İlk albümdeki Yarım Kalan Şarap’a çok benziyordu, kaldığımız yerden
devam ediyoruz demek istedik bir bakıma.
-Anlat Şehrazat’ta 1984 yılından bahsediyorsunuz. Burada bir
atıfta bulunma var sanırım…
Serkan: George Orwell’ın
1984 romanına bir göndermedir o. Bu romanda bahsi geçen konular o dönem için
ütopik olan konulardı ama aradan 60 sene geçtikten sonra hepsi gerçeğe dönüşmeye
başladı. Bu roman benim için çok önemli, hayata dair birçok şeyi sorgulamama
sebep oldu. Şarkıyı bu amaç için yazmadım ama birileri belki merak edip 1984’ü
araştırır ve benim gibi açmazlarından kurtulur.
-Kreş neden çıplak? Bu bir ‘Kral çıplak’ göndermesi midir?
Ufuk: Stüdyoda
çalarken hava inanılmaz sıcaktı ve üzerimizi çıkarıp çalmaya devam ediyorduk. O
arada Ali geldi ve “Aa Kreş çıplak” dedi, mevzu buradan çıktı. Ama diğer yandan
birbirimize olan çıplaklığımız yani direkt halimizle iletişimde olmamız da bu
ismi koymamıza sebep olan nedenlerden biridir. Diğer yandan bir ‘Kral çıplak’
göndermesi de var tabii. Albümdeki şarkılar da bunu destekliyor zaten.
*Bu röportaj Blue Jean dergisi Kasım 2011 sayısında yayınlanmıştır.