14 Haziran 2010 Pazartesi

Biz gideriz Clapton'lı pikniğe hey pikniğee!



Dün miskin miskin evde otururken bir anda şahlandım ve Eric Clapton konserine gitmeye karar verdim. Konser saati yaklaşırken, Kuruçeşme Arena'da harıl harıl nefes alınacak yer arıyorduk. Sor bakalım neden? Arkadaşım yer yoktu!

İstanbul'da kültürel gezintilerin içine dalmış turist abla ve abilerin Arena'nın yarısını kapladığını, civarda oturan teyzelerin de eşin dostun çoluk çombalağını mesire yerine götürür edasıyla alana getirdiğini, sadece deniz kıyısında yeme-içme aktivitesinde bulunmak isteyen bir takım arkadaşların da 'Ay Kuruçeşme Parkı yerine şuraya dalalım, burası daha şenlikli' deyip geldiğini hesaplarsak evet ortam biraz gereksiz kalabalıktı diyebilirim.

Yarı buhran, yarı heyecan feat şaşkınlık içerisinde kendimi bir kuytuya attım nihayetinde. Eric abi 21.15 sularunda sahnede boy gösterdi ve benim için de şölen başladı. Arena'ya uygulanan 'Sesini kıs!' baskısını saymazsak 10 numara bir konserin ortasındaydım sayın okuyucu. Clapton cool, Winwood kırmızı gömleğiyle yakın tanıdık olarak kazındı belleğimize. 2 saatten fazla süren konserde Eric abinin sadece 'Thank You' demiş olmasına içerledim. Alışmışız ya gelenin gidenin sahte methiyeler düzmesine... (Ben sustum, sen anla canım takipçim)

Ve olmazsa olmaz bölümümüz geliyor; setlist:

Had To Cry Today, Low Down, After Midnight, Glad, Tuff Luck Blues, While You See A Change, Key To The Highway, Maniac, Crossroads, Georgia On My Mind, Driftin' Blues, How Long, Layla, Can't Find My Way Home, Gimme Some Lovin', Voodoo Chile, Cocaine, Dear My Fantasy   Son dönemde izlediğim en güzel konserlerden biriydi. Kendisi 'Gitar Tanrısı' olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiş, alandaki herkesi mutluluktan ağlama kıvamına getirmiştir.

Ama Wonderful Tonight çalmamış olmaları üzmüştür. Bekledik o kadar ama yaa...

Geceden enteresan notlarla devam ediyoruz şimdi de;

• Sosisliyi 2 parçada yutan Rafet El Roman amca bir süre odaklanma sorunu yaşamama sebep oldu.
• Bir ara havai fişek bombardımanına maruz kaldık. Bizim için bir önemi yoktu belki ama deniz kıyısında sarmala dönmüş sevgililer güzel nasiplendi, gözümden kaçmadı değil! :)
• Bir ara yorgunluktan ölen ben; gidip en abuk çiftin yanına çöktüm. Abla 15 dakika boyunca yaşasın Rock'n Roll diyerek Teomangillerden bahsetti. İçim çıkmıştı sayın takipçim, dayanamadım vurdum kendimi bira standına...
• Kimin çocuğudur bilinmez ama bir bebeyle tesadüf ettim ki... Koşarak kaçmak istedi deli gönlüm. Burdan kendisine sesleniyorum: 70'ler kafası o değil canım, lütfen bir bilene danış!
• Blue Box'ta konser izlemek bir başka şekerim ama bir de 'sosyete' denilen şey biraz uzakta dursa!